Video ve dijital olan, artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik gibi kavramlar 20.yüzyıldan itibaren hayatımıza girmiş olsa da, Covid-19 krizi ile birlikte sanatın her alanına yoğun olarak etki etmeye başladı. Kültür-sanat ekosisteminin belleğinin yeniden oluştuğu, teatral olanın yeniden yaratıldığı farklı formların ortaya çıktığı, dijital kayıtların dolaşıma girdiği, tiyatroların bir çıkış yolu olarak arşivlerini paylaştığı bir sürece girdik. Bu süreçte fiziksel faaliyetlerini durdurmak zorunda kalan kültür-sanat kurumlarının dijital teknolojileri kullanarak seyircileri ile iletişimlerini çevrimiçi alanda sürdürmesinin seyircilerin oyunlara uygun maliyet ile ulaşabilmesi, canlı performansların dünyanın her yerinden erişilebilir olması gibi pek çok pozitif etkisi bulunuyor.

Bu zeminden hareketle oluşturulan “Dijital Kültür Güçlendirme Programı”, COVID-19 kriziyle büyük zarar gören kültür-sanat ekosisteminin sürece uyum sağlayabilmesi için kültür-sanat sektöründeki farklı mesleklerden bireyleri çevrimiçi çalışabilmelerine yönelik dijital becerilerle donatmayı; bu bireylerin ve çalıştıkları kurumların süregiden kriz boyunca işlerini ve gelir istikrarını sürdürmelerine katkı sunmayı, üretimlerini seyirciyle buluşturacak alanlar oluşturmalarına imkân sağlamayı hedefliyor.